Partner im RedaktionsNetzwerk Deutschland

Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi
Mevlana Takvimi
Neueste Episode

Verfügbare Folgen

5 von 2198
  • PEYGAMBER (S.A.V.)’İN KATİPLERİNDEN: HZ. ABDULLAH BİN RAVAHA (R.A.)-15 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    İsmi Hz.Abdullah bin Ravaha (r.a.) künyesi Ebu Muhammed olup, Ebu Ravaha ve Ebu Amr da denilmiştir. Hz. Abdullah b. Ravaha (r.a.) Ensar’ın ilk müslüman olanlarındandır. Akâbe gecesinde katılanlardan biridir. Peygamber (s.a.v.) için katiblik yapardı. Hz. Ebu Hureyre (r.a.)’ın rivayet ettiği bir hadiste Peygamber (s.a.v.): “Abdullah b. Ravaha ne iyi birisidir” buyurmuştur. Bir başka hadisi şerifte ise Peygamber (s.a.v.) “Allâh İbn Ravaha’ya rahmet etsin. Zira o Meleklerin övündüğü meclisleri sever.” buyurdu. Peygamber (s.a.v.) hutbedeyken Hz. Abdullah bin Ravaha (r.a.) geldi. O sırada Peygamber (s.a.v.)’in “Oturun” dediğini işitti. Hz. Abdullah (r.a.) henüz mescidin dışında olmasına rağmen bulunduğu yerde oturuverdi. Hutbesini bitirince ona buyurdu ki: “Allâh, Allâh’a ve Resûlü’ne itaatini artırsın”Hz.Abdullah bin Ravaha (r.a.) hastalandı ve ona baygınlık geldi. Peygamber (s.a.v.) onu ziyaret ettiğinde şöyle buyurdu: “Allâh’ım! Onun eceli gelmişse bunu ona kolaylaştır. Eğer eceli gelmemişse ona şifa ver.” Bunun üzerine bir hafiflik hissetti. Hz. Enes (r.a.)’in rivayet ettiği bir hadiste: “Peygamber (s.a.v.) Umretu’l-Kaza’da Mekke’ye girerken Hz. Abdullah b. Ravaha (r.a.) onun önünde şu şiiri söylüyordu: “Çekilin kâfirler Nebi (s.a.v.)’in yolundan bugün, Vururuz yoksa boynunuzu inkâr etmiştiniz dün, Öyle bir vuruş ki ayırır gövdeden başı, Hatırlatmaz insana ne dost ne arkadaşı.” Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) ona: “Ey Abdullah! Harem’de Allâh Resûlü (s.a.v.)’in huzurunda mı bu şiiri söylüyorsun?” dedi. Peygamber (s.a.v.)’de: “Bırak onu ey Ömer! Söylesin. Nefsim elinde olana ye- min ederim ki, onun sözleri bu kâfirlere ok yarasından daha fazla tesir eder” buyurmuştur.(İbn Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.133)
    --------  
    2:49
  • NAMAZA DAİR BAZI HÜKÜMLER-14 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Rükû ve secdede başını imamdan önce kaldıran kişi geri döner. Uygun olan budur. Bu durumda iki secde veya iki rükû yapmış sayılmaz. İmam rükû veya secdeden kalktığında cemaat teşbihleri tamamlamamış olsa da onlar terk eder ve imama tabi olur. Sahih olan görüş budur. İmam birinci oturuşu tamamlayıp ayağa kalktığında cemaat henüz teşehhüdü tamamlamamışsa, önce teşehhüdü tamamlar sonra ayağa kalkar. Teşehhüdü tamamlamadan ayağa kalkmaları namazlarının sıhhatine mani değildir. Aynı şekilde imam selam verip namazdan çıktığında cemaat henüz teşehhüdü tamamlamamışsa önce teşehhüdü tamamlar sonra da selam verip namazdan çıkar. Teşehhüdü tamamlamadan imamla birlikte namazdan çıkacak olurlarsa namazları sahih olur.İmam, salli-barik ve sonrasındaki duâları okumadan namazdan çıkacak olursa cemaat ona tabi olmalı ve hep birlikte namazdan çıkmalıdırlar. Çünkü bunlar sünnettir. Teşehhüt ise vaciptir. İmam, vitir namazında kunut yapmadan rükûa gidecek olsa bakılır; cemaat, az da olsa kunuttan bir miktar okumuşsa rükûa gider. Hiç okumamışsa bir miktar okuyup imamına rükûda yetişir. Bir kimse abdest alırken cemaatle bir rekatı kaçırırsaabdest azalarını üç kere yıkayarak bir rekâtı veya fazlasını kaçırmaktansa, rekât kaçmasın diye onları bir defa yıkayıp derhal cemaate girmesi daha faziletlidir. Abdest azalarını üçer kere yıkaması iftitah tekbirine yetişmesinden daha faziletlidir. Sarığını sarması durumunda rekât veya rekâtları kaçıracaksa bunu terk edip namaza derhal girmesi daha faziletlidir.(Sualli Cevaplı İslam Fıkhı, c.3, s.98-102)
    --------  
    2:14
  • TAKVÂNIN MÂNÂLARI-13 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Takvâ, “haşyet” (tazim ve saygıdan ileri gelen korkma) manasınadır. Nitekim Allâhü Teâlâ “Ey insanlar, Râbbinizden ittikâ edin (korkun)” (Nisâ s. 1) buyurmuştur. “Hani, kardeşleri Nûh onlara, “İttikâ etmez misiniz” yani “Allâh (c.c.)’ı saymaz, Ondan korkmaz mısınız?” demişti.” (Şuarâ s. 106) buyurmuştur. Aynı sözü Hud, Salih, Lût ve Şu’ayb (a.s.e.) kavimlerine söylemişlerdir. Takvânın gerçeği, her ne kadar zikrettiğimiz şeylerse de, o, Kur’an’da aslî manası bazen imân, bazen tevbe, bazen taat, bazen günâhı terk ve bazen de ihlâslı olmak şeklinde yer almıştır. İmân manasında olmak üzere, Cenâb-ı Allâh, “Allâh onlara takvâ kelimesini yani tevhidi, gerekli kıldı.” (Fetih s. 26), “İşte onlar, Allâh’ın, kalblerini takvâ için imtihân ettiği kimselerdir.” (Hucurât s. 3), “Firavunun kavmine (gel): Onlar ittikâ etmezler mi?” (Şuarâ s. 11) yani “imân etmezler mi?” buyurmuştur. Tövbe anlamında ise, Hâkk Teâlâ, “Şayet beldeler halkı imân edip ittikâ etselerdi…” (A’râf s. 96) yani “tevbe etselerdi” buyurmuştur. Taat anlamında da, Hâkk Teâlâ, “Benden başka ilâh olmadığını duyurasınız.” diye… Öyleyse Beni sayıp itaat ediniz.” (Nahl s. 2) ve yine aynı surede “Allâh (c.c.)’dan başkasından mı ittikâ edersiniz?” (Nahl s. 52), “Ben, sizin Râbbinizim, öyleyse Ben’i sayıp itaat ediniz.” (Mü’minûn s. 52) buyurmuştur.Günâhı terketmek manasında ise, “Evlere kapılarından girin, Allâh (c.c.)’dan ittikâ edin.” (Bakara s. 189) yani, “Allâh (c.c.)’a karşı günâh işlemeyiniz.” buyrulmuştur. İhlâs manasındaki ittikaya gelince, Cenâb-ı Allâh, “Bu, kalblerin takvâsındandır” (Hacc s. 32) yani kalblerin ihlâsındandır ve aynı manada “Benden ittikâ edin, (yani bana karşı ihlâslı olunuz)” (Bakara s. 41) buyurmuştur.(Fahruddîn Er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mefâtîhu’l-Ğayb, c.1, s.444-445)
    --------  
    2:30
  • AKŞAM İLE YATSI ARASINDAKİ NAMAZ: EVVABÎN NAMAZI-12 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Gece vird olarak devamlı yapılacak zikir ve amellerden ilki akşam ile yatsı arasında yapılacak ibâdetlerdir. Akşam namazı ile yatsı arasındaki amellerden ilki de altı rekât Evvabîn namazı kılmaktır. Bu namazı kimse ile konuşmadan kılmak müstehâptır. İlk iki rekâtında Kafirûn ve İhlâs sureleri okunur. Bu iki rekâtı, akşam namazını kıldıktan hemen sonra hiç konuşmadan ve başka bir şeyle meşgul olmadan kılmalıdır. Haberde şöyle varid olmuştur: “Akşam namazından sonra, hemen iki rekât daha kılınız. Çünkü bunlar akşam namazı ile birlikte yükseltilir, kâbul edilir.” (Tirmizî)Evi mescide yakın ise, bu iki rekâtı evinde kılmasında bir beis yoktur. Diğer dört rekâtını uzatarak kılmalıdır. Ahmed b. Hanbel (r.âleyh), bu iki rekâtı evde kılmayı müstehâp görür ve kendisi de onu evinde kılar ve: “Onu, evde kılmak sünnettir, çünkü Nebi (s.a.v) onu evinde kılardı” (Ebû Davud) derdi. Yüce Allâh, akşamla yatsı arasındaki vakte kasem (yemin) ederek şöyle buyurmuştur: “Şafaka yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.” (İnşikak s. 16) Şafak, akşamla yatsı arasındaki vakittir. O da evvabîn namazının vaktidir. Evvabîn namazına gaflet namazı da denir. Çünkü insanların çoğu bu namazdan gafildir.” İbn Ebi’d-Dünya (r.a.) nakleder. Resûlullâh (s.a.v.)’e bu ayetten sorulduğunda: “Ayette anlatılan akşam ile yatsı arasındaki namazdır” cevabını verdi. (Şevkani) Sonra şöyle buyurdu: “Akşam ile yatsı arasındaki namaza devam ediniz. Çünkü o, gündüz yapılan boş işlerin zulmetini giderir. Günün sonunu da süsler.” (Deylemi) Yani ameli temizler ve güzelleştirir.(Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l Kulûb, c.1, s.133-134)
    --------  
    2:22
  • MÜNAKAŞANIN ÖLÇÜSÜ-11 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Allâhü Teâlâ buyurdu. “İnsanlardan öyle kimse vardır ki, onun bu dünya hayatına ait sözü senin hoşuna gider ve o, kalbinde olana Allâh’ı şâhid getirir. Halbuki o düşmanların en yamanıdır.” (Bakara s. 204) Hüccetü’l-İslâm İmâm Gazalî (r.âleyh): “Mira’, söyleyenini küçük düşürmek ve kendi meziyyetini isbat etmek için bir söze kusur bulmandır” demiştir. Cidâl, mücadelecinin kendi meşrep ve görüşlerini kâbul ettirmeye uğraşmasından ibarettir. Husumet, bir mal veya istenilen bir hakkı elde etmek için konuşmakta gösterilen inattır. Bunlar, İmâm Gazalî (r.âleyh)’in tarifleridir. İmâm Nevevî (r.âleyh) de şöyle der: “Tartışmak bazen hakka dayanır bazen de bâtıla. Nitekim ayet-i kerimede: “İçlerinden zulmedenler müstesna olmak üzere ehl-i kitap’la mücadelenizi sadece en güzel yolla sürdürün.” İmâm Nevevî (r.âleyh) sözlerine devamla diyor ki: “Eğer cidâl hakka dayanırsa onu kâbul ettirmeye uğraşmak övgüye lâyık bir iştir. Şayet cidâl hakkı ortadan kaldırmak, sindirmek için olursa veya bilgisizce yapılırsa, yerilir. İşte cidâlin mubâh oluşu veya yerilişi hakkında gelen bütün naslar bu ölçüye vurulmalıdır.”Büyüklerden biri şöyle diyor: “Husumet kadar dini yok eden, mürüvveti zedeleyen ve kalbi oyalayan başka bir şey bilmiyorum.” Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu, dediği rivayet edilmiştir: “Bir dâvada bilgisizce mücadele eden kişi, mücadeleyi bırakıncaya kadar Allâh’ın gazâbında olur. Ebû Ümâme (r.a.)’den, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu, dediği rivayet olunmuştur: “Bir toplum, Allâh kendilerine hidayet ettikten sonra sapıtmaz. Meğer ki, münakaşa yapalar.”(İmâm Şemsüddin ez-Zehebî, İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.198)
    --------  
    2:37

Weitere Religion und Spiritualität Podcasts

Über Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları
Podcast-Website

Höre Mevlana Takvimi, ok.kult - der Mystery Podcast und viele andere Podcasts aus aller Welt mit der radio.at-App

Hol dir die kostenlose radio.at App

  • Sender und Podcasts favorisieren
  • Streamen via Wifi oder Bluetooth
  • Unterstützt Carplay & Android Auto
  • viele weitere App Funktionen
Rechtliches
Social
v7.23.11 | © 2007-2025 radio.de GmbH
Generated: 11/15/2025 - 1:33:39 PM