Partner im RedaktionsNetzwerk Deutschland

Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi
Mevlana Takvimi
Neueste Episode

Verfügbare Folgen

5 von 2206
  • İCTİHÂDIN ÇEŞİTLERİ VE ŞARTLARI-23 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    İctihâd, aşağıda belirtilen özellikleri kendisinde bulunduran, ehliyetli ve muktedir kimsenin fürûa ait şer’î hükümleri, şer’î delillerden çıkarma konusunda güç ve kuvvetini bütünüyle sarf edip kullanmasıdır. Mutlak ictihâdın şartları şunlardır: Kur’ân-ı Kerîm ile hadîs-i şerîflerin sözlük anlamları için lügat, sarf, nahiv, meânî, beyân meselelerini ve kurallarını bilmelidir. Şer’î anlamları için de ayetlerin iniş ve vürûd sebeplerini bilmelidir. Şer’î hükümlerin bilinmesiyle ilgili hadislerin tamamını senetleriyle berâber iyice anlayıp kavramalıdır. Üzerinde görüş birliği sağlanmış kesin bir hükme aykırılık ortaya çıkmaması için ümmetin icmâ ettiği hususları bilmelidir. Aynen bunun gibi ret veya kâbul edilen kıyâsı birbirinden ayırâbilmek için kıyâs-ı fukahânın şartlarını, bölümlerini ve hükümlerini bilmek gerekmektedir. Ictihâdın bu derecesine “ictihâd-ı mutlak” ve “ictihâd fi’ş-şer’“ denir. Bu sınıfa, müstakil mezhep sahibi dört büyük imâm gibi müctehitler girmektedir.İkinci derecede, “müctehid fi’l-mezheb” olan kimseler bulunur. Bunlar İmâm Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed (r.âleyh) gibi müctehitlerdir.Bunlar usulde tâbi oldukları İmâm-ı Âzam (r.a.)’i taklit ederler.Üçüncü derecede, bir mezhep sahibi olan müctehitlerden rivayet edilmeyen meselelerde ictihâd eden “Ebû Bekir Hassâf, Ebü’l-Hasan Kerhî, Fahreddîn-i Kadıhânî (r.âleyh)” gibi kimseler yer alır. Bunlardan başka bir de tahrîc ashâbı vardır. Onlar mezhep sahiplerinden nakledilen mücmel (kısa ve özlü) sözleri açma, açıklama, ihtimâllerden birini belirleme yeteneğine ve gücüne sahiptirler. Ebû Bekir er-Râzî (r.âleyh) bunlardan biridir. Bir kısım tercih ashâbı da vardır. Onlar rivayetlerin en doğrusunu ve insanlar için en yumuşak ve kıyâsa en uygun olan sözleri seçerler. Ebü’l-Hasan Kudûrî (r.âleyh) ve Hidâye yazarı Burhâneddin el-Mergînânî (r.âleyh) gibi kimseler olup ictihâda yetkili değildirler.(Manastırlı İsmail Hâkkı, İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe (r.a.) Hayatından Râbbânî Esintiler, s.43-44)
    --------  
    2:59
  • HARAMA BAKMANIN TEDAVİSİ-22 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Harama bakmaktan kendini kurtarâbilmek için yoğun bir mücadeleye girmek gerekir. Şunu bilmelisin ki, insan üstün bir himmet ve zahmet olmadan sıradan bir şeyi bile elde edemez. Meselâ, bedensel bir hastalığa düştüğün zaman tatsız ilaçlar içmeye rıza gösteriyorsun. Neden? Hedefin iyileşmek olduğu için bu tatsızlığa katlanıyorsun. Ruhsal bir hastalıktan kurtulmak için daha fazla zorluğa katlanmanın gerekli olduğunu bilmelisin.Bu bilinci kazandıktan sonra harama bakmaktan kurtulmanın ilacı olarak şunlar söylenebilir:1. Harama bakma gibi bir durumla karşılaşırsan ilk önce şunu düşün: Bakacağın kadının, anne ve babası, senin bu durumundan haberdar olursa halin ne olur? Bunun için biraz korku veya utanmaya kapılacak olursan o zaman her şeyi hakkıyla bilen Râbbinin seni gördüğünü düşün! Sen, O (c.c.)’un verdiği nimetleri kullanarak onun huzurunda haram işlemektesin, utanman gerekmiyor mu?2. Cehennemin elim azabını hatırla!3. Eğer başka biri benim karıma veya kızıma böyle şehvet ve kem gözle bakarsa ve ben bunu fark edersem ne yaparım?4. Allâh (c.c.)’un bizi gördüğünü ve kıyâmet gününde herkesin önünde bunun hesabını soracağını tasavvur etmektir.5. Kalbinde günâha bir meyil hissettiğin zaman abdest alıp iki rekât namaz kıl, Allâh (c.c.)’dan af dile ve bu hastalıktan kurtulmak için duâ et. Kalbin günâha tekrar meylederse yine bunları yap. Bir günde birkaç defa aynı şeyleri yapmak zorunda kalabilirsin. Ancak sonraki gün mutlaka nefsinin zayıfladığını hissedeceksin. Üçüncü gün belki o harama karşı hiçbir istek oluşmayacaktır. Böylece yavaş yavaş harama bakma hastalığından kurtulacaksın. Çünkü namaz nefse ağır gelir.6. Harama göz diktiğin zaman şunu düşün: Bir hocan veya mürşidin seni bu hâlde görse yüzünü başka tarafa çevirmez misin? O hâlde Allâh (c.c.)’un gözetimi altında iken nasıl böyle bir harama düşebiliyorsun!(Misvâk Neşryat, Eşref Ali et-Tehanevî, Tehzibu’l Ahlâk, s.37-40)
    --------  
    2:47
  • VATANSEVER SULTAN: VAHDEDDİN HÂN-21 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Sultan Vahdeddin, I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılıp toprakları işgal edilen bir devlet devralmasına rağmen, işgal ve esaretin amansız şartlarına göğüs gererek batan devleti kıyıya çekme yükünü sırtlanmıştır. Bu gerçeğe, Saray Nazırı Avni Paşa’ya söylediği şu sözlerle parmak basmıştır: “Bize hükümdarlık değil, türbedarlık mukaddermiş. Vatan viraneye dönmüş, Anadolu ateş içindedir. Talih ve kaderim gereği maziden miras aldığım elim olayların içindeyim.” Son sığınağımız Anadolu’da istiklal meşalesini ateşletmiş ve vatanın kurtuluşunda büyük rol oynamıştır. İşgal ve esarete karşı paratoner vazifesi görüp, vatan ve milleti selamete çıkarmasına karşılık, maalesef tarihimizin en ağır şekilde itham edilen şahsı olmaktan kendini kurtaramamıştır. Bu duruma ilişkin Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun tahlili gayet vecizdir: “Memleket felakete düştükten sonra işbaşına geçen, ağır sorumluluk yüklenen o kara bahtlı insanlar, tarihin sigorta lambalarına benzer. Kendilerinin yanması vatan ve milletin kurtulmasını temin eder.”Yaveri İsmail Hakkı Okday’ın naklettiği müşahedeler de tarihi kıymete sahiptir: “Padişahın arkadaşım Çopur Neşet Bey’le çalıştığımız odaya ikide bir uğradığına; Anadolu’da geçen Millî Mücadele’nin askeri durumlarıyla yakından ilgilendiğine ve bir askeri başarımızın kendisini son derece sevindirdiğine tarih huzurunda şahadet edebilirim. Sultan Vahdeddin, öyle sanıldığı gibi Millî Mücadele’mizin düşman orduları tarafından yok edilmesini katiyen arzulamaz; bilakis zaferi dört gözle beklerdi.”(İsmail Çolak, Zafer Dergisi, 533. Sayı, Mayıs 2021)
    --------  
    1:54
  • MUSA (A.S.)’IN YÜCE ALLÂH’DAN BAZI SORU VE DİLEKLERİ-20 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Musa (a.s.) bir gün “Yâ Râb! Kullarının sana sevgilisi hangisidir?” diye sordu. Yüce Allâh “Onların beni en çok zikredenidir” buyurdu. Musa (a.s.): “Yâ Râb! Kullarının en zengini hangisidir?” diye sordu. Yüce Allâh: “Kendisine verdiğim şeye en râzı olanıdır!” buyurdu. Musa (a.s.) “Yâ Râb! Kullarının en iyi hüküm vereni hangisidir?” diye sordu.Yüce Allâh: “İnsanlar hakkında kendisi için hüküm verdiği gibi hüküm verendir” buyurdu. Musa (a.s.) “Yâ Râb! Kullarının, sana karşı en haşyetlisi hangisidir?” diye sordu. Yüce Allâh “Onların beni en iyi bilenidir!” buyurdu. “İlâhî! Ben, sana nasıl şükredeyim ki, bana ihsan buyurduğun nimetlerinden en küçük bir nimete bile bütün amellerim denk gelmez!” dedi. Yüce Allâh “Ey Musa! İşte sen şimdi bana şükrettin!” buyurdu.Musa (a.s.): “Ey Râbb’im! İyiliği emir, kötülükten nehy ve Allâh (c.c.)’a imân eden hayırlı bir ümmetin insanlar için ortaya çıkarılacağını Tevrat’ta yazılı buldum. Onları benim ümmetim yap!” dedi. Yüce Allâh “Onlar, Ahmed’in ümmetidir.” buyurdu. Musa (a.s) “Ey Râbb’im! Kendilerinden öncekiler kitaplarını ezberlemeyip yüzünden okurlarken, İncilleri (İlim ve hikmetin aslı olan kitapları) kalplerinde (ezberlerinde) bulunan bir ümmeti, Tevrat’ta yazılı buldum. Onları, benim ümmetim yap!” dedi. Yüce Allâh: “Onlar, Ahmed’in ümmetidir!” buyurdu.(M.Asım Köksâl, Peygamberler Tarihi, s.96-98)
    --------  
    1:51
  • AVRUPA’NIN REZİL TARİHİ-19 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Orta Çağ’da Avrupa’lılar mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir “kemik evi”ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar.Bir kişi bütün gece bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık bile yapıyordu. Hatta bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor, aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakı- yordu. Buna “uyanma” nöbeti deniyordu.İngiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Orta Çağ’da Avrupa’daki rahibelerin yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları kesin olarak yasaklanmıştı. Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı. Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupa’da lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti 17. yy’a kadar sürdü. Fransa krallarından 14. Louis, gününün belli bir zamanını lazımlığında oturarak geçirir, devlet işlerini de buradan yürütürdü. 1600’lerde İstanbul’a gelen İngiliz büyükelçiler, lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya’yaki bir konağa gönderilmişti.19.yy’da kesin olarak tuvalet kullanma sözü vermeleri üzerine Taksim’e taşınmalarına izin verilmişti.İnsan hakları ve demokrasi palavralarıyla bizi uyutmaya kalkan Batı’nın ilk önce kendi karanlık geçmişiyle yüzleşmesi gerekmez mi?(Prof. Dr. Erol Duren)
    --------  
    2:01

Weitere Religion und Spiritualität Podcasts

Über Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları
Podcast-Website

Höre Mevlana Takvimi, For Heaven's Sake und viele andere Podcasts aus aller Welt mit der radio.at-App

Hol dir die kostenlose radio.at App

  • Sender und Podcasts favorisieren
  • Streamen via Wifi oder Bluetooth
  • Unterstützt Carplay & Android Auto
  • viele weitere App Funktionen
Rechtliches
Social
v7.23.13 | © 2007-2025 radio.de GmbH
Generated: 11/24/2025 - 12:18:05 AM