ÖLÜLER KENDİLERİNİ DÜNYÂ SEVGİSİYLE ÖLDÜRMÜŞLERDİR-02 TEMMUZ 2025-MEVLANA TAKVİMİ
Nerede Râbbini bilen? Nerede günâhın-dan korkan? Nerede Allâh (c.c.)’a yakınlığı ile sevinen?! Nerede O’nun zikriyle meşgûl olan? O’na uzak kalmaktan korkup ürperen nerede? Mağfûr, bağışlanmış olan, işte bu-dur!Ey mağrur, aldanmış kul, örtüleri yırttığını Celil olan Allâh görmedi mi zannediyorsun? Ey kardeşim! Bil ki, günâhlar gafleti, gaflet, kalp kasvetini, kasvet Allâh (c.c.)’dan uzak-laşmayı, Allâh (c.c.)’dan uzaklaşma, cehen-nem âteşini mîrâs bırakır. Ancak bunu diriler tefekkür eder. Ölülere gelince; onlar kendile-rini dünyâ sevgisiyle öldürmüşlerdir. Bil ki, gündüzün ışığı âmâya nasıl fay-da vermiyorsa; bunun gibi, ilmin nûru ile de ancak takvâ ehli aydınlanabilir. Ölüye ilâcın fayda vermediği gibi, edep de iddiâcıya fay-da vermez. Sağanak halindeki yağmur ka-yada ekin bitirmediği gibi, hikmet de dünyâyı sevenin kalbinde yeşermez. Kim hevâsıyla samimi, senli benli olursa edebi azalır. İlmi-nin gösterdiklerine muhâlefet edenin cehâ-leti artar. İlâcı kendine fayda etmeyen, baş-kasını nasıl tedâvî edebilir?Bil ki, insanların bedenen en râhatı, dün-yâ hakkında zühd ehli olanlardır. Kalben insanların en yorgunu ve meşgûliyeti çok olanı da, dünyâya ihtimâm gösterenlerdir. Emeli kısaltmak, zühde en çok yardıma olan ahlâktır. Mârifet ehlinin Allâh (c.c.)’a en ya-kın hâlleri, kıyâmda Allâh (c.c.)’u zikretmele-ridir. Allâh (c.c.) şöyle buyuruyor: “Şüphesiz Allâh sizin üzerinizde rakiptir.”(Nisâ s. 1)(Haris el-Muhasibî, Ahlâk ve Arınma)