Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi
Mevlana Takvimi
Neueste Episode

Verfügbare Folgen

5 von 2229
  • MEZHEP OLMADAN DİN ANLAŞILAMAZ-16 ARALIK 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Mezhep, kısaca hayatı vahyin gösterdiği istikamette yaşayabilmek için, bir başka ifa-deyle vahyi hakkı verilmiş bir anlama faaliye-tinin konusu yapabilmek için gerekli usul ve ilkelerin adıdır. Bunun kolay bir iş olmadığı, dahası, masa başı ve münferit birtakım faaliyetlerle yapılamayacağı, anlamamız gereken ilk husustur. Bu itibarla bir kimsenin, eline al-dığı bir Kur’an mealiyle yahut Hadis kitabıyla doğrudan amel etmeye kalkışması, züccaciye dükkânına dalan filin yol açtığından farklı bir manzara doğurmayacaktır. Zira mesele sade-ce okuma yazma bilmekle ve Kur’an ve Hadis metnine vâkıf olmakla sınırlandırılamayacak kadar hayatî ve hassastır.Kur’an ve Sünnet nasslarının yapısı, bu iki kaynağın birbirleriyle ilişkisi, kaynağını bunlardan alan diğer usul umdeleri bu nokta-da merkezî öneme sahip hususlardır.Allâhü Teâlâ’nın ve Resulü (s.a.v)’in bizden nasıl bir hayat istediğini sahih bir şekilde anlayabilmek için, vahyin nüzûlüne ve Sünnet’in vürûduna kimi zaman sebep teşkil etmiş, kimi zaman doğrudan şahit olmuş bulunan Sahabe (r.a.e.) neslinin tutumu da behemehal dikkate alınmak durumundadır. Daha önce de değişik vesileler-le vurguladığım gibi, Peygamber (s.a.v.)’i terk-i dünya etmiş bir ümmetin, Peygamber (s.a.v)’e arkadaşlık, yoldaşlık etmiş ilk ve tek kuşağının olaylar karşısındaki tutum ve tavrında, o Pey-gamber (s.a.v)’in etkisinin bulunmayacağını söylemek herhangi bir kasıt söz konusu değilse cahillikten başka bir şeyin ifadesi olamaz! Kısacası Kur’an ve Sünnet’in bizden ne istediğini tam anlamıyla kavrayabilmek için, önce-likle belli bir usule ihtiyaç vardır. İşte mezhep bize bu usulü ve bu usul doğrultusunda ortaya konulmuş pratiği veren biricik sistemdir.(Ebubekir Sifil, 2010)
    --------  
    2:22
  • DESTÎNE HÂTUN-15 ARALIK 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    17.yüzyılda Konya’da yetişen evliyâ hanım-lardandır. Mevleviye tarîkatının büyüklerindendir. Babası, Mevleviye tarîkatının ileri gelenlerin-den Şeyh Muhammed olup, soyu Hz. Mevlâna (k.s.)’a dayanır.Doğmadan önce annesi rüyâsında Şeyh Dîvânî’nin kendisine süslü bir bilezik taktığını, ayrıca bir bilezik daha verip; “Bu da doğacak kızınızın.” dediklerini gördü. Rüyâsını ertesi gün anlatınca, babası doğacak kız çocuğuna, “Ona Destîne (Kola takılan bilezik) ismi konmasına işâret vardır” diye yorumladı. Destîne Hâtun ba-basından; tefsîr, hadîs ve medreselerde okutulan bütün ilimleri öğrendi ve Mesnevî’yi incelikleri ile okudu. Zamânının büyük bir kısmını, Hz. Mev-lâna (k.s.)’un türbesinde hanımlar için yapılan bölümde ibâdet, zikir ve murâkâbe ile geçirirdi.Allâh (c.c.) korkusu ile göz yaşları dökerdi. Onun bu hallerini gören hanımlar; “Kendinize çok eziyet ediyorsunuz. Birazcık bedeninizin ra-hatını düşünseniz olmaz mı?” dediklerinde, onla-ra; “Bunlarsız olmaz. Binicinin serkeş, dikbaşlı, itâatsız ata yumuşaklık yapması onun serkeşliği-ni arttırır.” diye cevap verirdi.Bir kere yanına gelenler bir tek post üzerine oturduğunu ve üzerinde eski bir elbise olduğunu gördüler. “Bedeninizi rahat tutacak birkaç elbise ile birkaç yaygı alsak.” dediklerinde; “Biz postu, Allâhü Teâlâ’nın yolunda ayağımızın altına koy-duk. Üstelik bu, Allâh (c.c.) yolunda kurban olan koyunun postudur. O binlerce güzel elbiseden daha iyidir.” buyurarak dervişlerin post üzerine oturmalarının sırrını da beyân etmişlerdir.Kendisi bütün dünyevî alâka ve düşünceler-den sıyrılıp, odasında ömrünün sonuna kadar uzlet ve yalnızlık hâlinde kaldı. 80 senelik ömrü-nü hep Allâhü Teâlâ ile berâber bulunarak, âhire-ti düşünüp hazırlık yaparak geçirdi. Allâh (c.c.), bizleri şefaatlerine nail etsin. Amin.(Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân, c.1, s.246)
    --------  
    2:38
  • SUSMAK HER İKİ ALEMDEKİ BAŞARININ SEBEBİDİR-14 ARALIK 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Dil, kalpte olanların tercümanıdır. Az ko-nuşmayı alışkanlık hâline getirenin elinden ve dilinden kimse eziyet görmez ve kendisi de kibre düşmez. Susmak yüz derdin tek bir dermanı gibi etkilidir. Bir hadis-i şerifte Allâh Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Allâh’ı zikretme dışında çok konuşmayın. Çünkü Allâh’ı zikir dışında çok konuşmak kalple-ri katılaştırır. Allâh’ın rahmetinden en uzak olan şey katı kalptir.” Başka bir hadis-i şerifte ise: “Kim bana iki çenesi arasındaki dilini ve iffetini koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm, ona kefil olurum.” Dil hem ibadetlerin hem de günâhların köküdür. Dil düzelirse tüm organlar düzelir, dil âsî olursa tüm organlar onu takip eder. Bir hadiste konuyla ilgili şu ifadeler geçer: “Âde-moğlu sabahlayınca onun tüm organları diline şöyle der: Hakkımızda Allâh’tan kork. Çünkü biz sana tabiyiz. Sen doğru olursan hepimiz kurtuluruz. Sende eğrilik oluşursa biz de öyle oluruz.” Bir diğer rivayete göre ise Allâh Resulü (s.a.v.) şöyle demiştir: “Kıyamet gününde en çok konuşan, en büyük günâh-kâr olarak Allâh’ın huzuruna çıkar.”Hz. Ali (r.a.)’den şöyle rivayet edilmiştir: “Susmak, insanı cennete götürür.” Allâh Resulü (s.a.v.) konuyla ilgili Taberânî’den na-kille şöyle rivayet etmiştir: “Âdemoğlunun günâhlarının çoğu diliyle gerçekleşir.”Dilin vereceği sıkıntılardan kurtulmanın tek bir ilacı vardır ki o da susmayı öğrenmektir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “Kim susarsa kurtulur” (Tirmizî) buyurmaktadır. Ümmetine bunu öğretmek için kendisi de çok konuşmak-tan uzak dururdu.(Misvâk Neşriyat, Eşref Ali et-Tehanevî, Tehzibu’l Ahlâk, s.71)
    --------  
    2:27
  • ALLÂH (C.C.) VE RESÛLÜ (S.A.V.)’EMUHABBET BESLEMEK-13 ARALIK 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Enes bin Mâlik (r.a.)’den rivayet edilmiştir. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Kimde şu üç özellik bulunursa o kişi imânın tadını almıştır: Allâh ve Resûlü’nün kendisine diğer herkes-ten daha sevgili olması, sevdiği kişiyi sadece Allâh için sevmesi, Allâh kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten, ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi.”Yine Enes bin Mâlik (r.a.)’den rivayetle, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Hiçbir kul, beni ailesinden, malından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (kâmil) imân sâhibi ola-maz.” Hz. Ömer (r.a.): “Yâ Resûlallâh! Sen bana canımın dışında her şeyden daha sevgilisin!” dedi. Onun bu sözüne karşılık Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Hayır, canımı kudret elinde tutan Allâh’a yemin ederim ki beni canından da çok sevmedikçe (kâmil) imân etmiş sayılmazsın!” buyurdu. Hz. Ömer (r.a.): “Vallâhi şimdi sen, bana canımdan da çok sevgilisin yâ Rasûlallâh!” dedi. Bunun üzerine Allâh Rasûlü: “İşte şimdi oldu ey Ömer!” buyurdu.İbn Abbas (r.a.)’in rivayetine göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Size, rızıklanmanız için nimetlerini gönderen Allâh’ı seviniz. Allâh’ı sevdiğiniz için beni sevin. Beni sevdiğiniz için de ehl-i beytimi sevin.” Muhabbet ve sevgi beslemenin sebebi, sa-dece Allâhü Teâlâ bizi rızıklandırdığı için değildir. Aslında O (c.c.)’un, sayısız, hesapsız nimet ihsâ-nı, nihayetsiz lütuf ve nimetleri vardır ki bunları saymaya gücümüz yetmez. Bütün nimet, servet ve devletler, yalnız ve yalnız O Rahmeten li’l-â-lemîn’in rahmet ve bereketindendir. Bunun için hepimizin O (c.c.)’a karşı nihayetsiz muhabbet ve sevgi beslemesi îcap eder. Biz, her şeyiyle rah-met, bereket, şefkat ve merhamet vesilesi olan O Yüce Nebi (s.a.v.)’e muhabbet ve sevgi besleme-yeceğiz de kime besleyeceğiz? (Eşref Ali Tehânevî, Hayâtü’l Müslimîn-Müslümanın Günlük Hayatı, s.105)
    --------  
    2:53
  • KUR’AN ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK-12 ARALIK 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Osman (r.a.)’den bir rivayette Nebî (s.a.v.): “Sizin en faziletliniz Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir” buyurdu, demiştir. İbn-i Ömer (r.a.)’den rivayete göre Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kur’ân sahibi (yani hafızın benzeri) bağlı devenin bir misâli gibidir. Deve sahibi devesini gözetlerse tu-tabilir, mukayyed olmayıp bırakırsa kaçar gider.” Keza Abdullah bin Mes’ud (r.a.)’den Nebi (s.a.v.): “Kur’ân sahibi birisi için (yani hafız için) şu ayetleri unuttum demek ne fena şeydir. Belki unutuldu demek gerek-tir.” (Çünkü unuttum demek Kur’ân’ın hıfzına ehemmiyet vermediğine delâlet ettiğinden mekruhtur.) Ebû Mûsa’l-Eş’arî (r.a.)’den diğer bir riva-yette ise, Nebi (s.a.v.) “Kur’ân’ı muhafazaya ehemmiyet veriniz. Hayatım yed-i kudretin-de olan Cenâb-ı Allâh’a yemin ederim ki; Kur’ân’ın hafızadan çıkıp kaçması, bağlı devenin ihtimamsızlık eseri boşanıp kaç-masından daha zorludur!” buyurmuştur. Ebû Musa el-Eş’ârî (r.a.)’e buyurdular ki: “Ey Ebâ Musa! Sana Dâvud peygamberin ahenkli güzel sedasından bir nağme, güzel sadâ verilmiştir!” Yine Ebû Musa el Eş’âri (r.a.)’den rivaye-te göre Nebî (s.a.v.): “Şu bir halis mü’min ki Kur’ân okur, onun muktezâsıyla amel eder, o tadı güzel, kokusu güzel turunç meyvesi gibidir. Şu bir mü’min de Kur’ân okumaz fa-kat mucibiyle amel eder bu da tadı güzel fa-kat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân’ı okuyan fakat mucibiyle amel etmeyen mü-nafık benzeri de, kokusu güzel fakat acı rey-han otu gibidir. Kur’ân’ı okumayan münafık benzeri, tadı da acı, kokusu da kötü Ebû cehil karpuzu gibidir” buyurmuştur.(Hz.Mahmud Sami Ramazanoğlu, Musahabe-2, s.34)
    --------  
    2:37

Weitere Religion und Spiritualität Podcasts

Über Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları
Podcast-Website

Höre Mevlana Takvimi, Astrologie leben & lernen | ASTROPRAXIS Podcast und viele andere Podcasts aus aller Welt mit der radio.at-App

Hol dir die kostenlose radio.at App

  • Sender und Podcasts favorisieren
  • Streamen via Wifi oder Bluetooth
  • Unterstützt Carplay & Android Auto
  • viele weitere App Funktionen
Rechtliches
Social
v8.1.2 | © 2007-2025 radio.de GmbH
Generated: 12/16/2025 - 8:55:08 AM