Partner im RedaktionsNetzwerk Deutschland

Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi
Mevlana Takvimi
Neueste Episode

Verfügbare Folgen

5 von 2200
  • AHİR ZAMAN HADİSLERİ-17 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Peygamberimiz (s.a.v.), bazı hadislerinde, ümmetinin ömrünün bin beş yüz seneyi pek geçmeyeceğini söylüyor. Ve Ahir Zaman olarak belirtilen son safhada da yaşanacak kıyamet alametlerini belirtiyor.“İnsanların başına bir zaman gelecek ki, onlardan faiz yemeyen kalmayacak, yemese bile tozu onlara bulaşacaktır. Birçok kişi, az bir dünyalık karşılığında dinini feda edecek. Kazanç, belirli kişiler arasında dolaşacak, dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecek. Kabirler süslenecek ve Kur’an, kazanç getiren bir metâ hâline gelecek. Fitne her eve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler. Kur’an’dan bir resim, İslâm’dan bir isim, müslüman’dan bir cisim kalacak. Üç şey çok kıymetlenecek; helal para, kendisiyle amel edilen sünnet ve candan bir dost. Ecnebiler çoğalacak ve müslümanlara galebe edecekler. Sonradan gelen nesiller, önceden gelenlere sövüp sayacaklar. Mihnet, bela, musibet artacak, rahat ve huzur kalmayacak, kimse eliyle bunları önleyemeyecek. Bir müslüman, koyundan daha âciz olacak, hor ve hakîr görülecek. İlim azalacak, cehalet, anarşi ve cinayetler artacak, adam öldürmek, hafif bir suç sayılacak. Hilesiz iş yapılamayacak, tacirler ve yazarlar artacak kalem bollaşacak. Kişi, elbisesini sakındığı kadar dinini sakınmayacak ve fakirler de namaz kılmayacak. Akrabalık bağları kopacak ve selâm, sadece tanıdık olanlara verilecek. Zenginler ticaret için, hafızlar riya ve gösteriş için hacca gidecekler. Büyükleri merhametsiz, küçükleri hürmetsiz olacak, çocukları terbiye, köpekleri terbiyeden daha zor olacak. İnsanlar, kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacaklar ve iyiliği emretmeyecekler. Minareler çoğalacak, camiler süslenip ziynetlenecek.” Bunlar alemetlerin sadece bir kaçı…(Suat Arusan, Zafer Dergisi)
    --------  
    2:31
  • KOMŞULUK HAKLARINA RİAYET EDİYOR MUYUZ?-16 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Aişe (r.a.), Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Cebrâil bana komşuya iyi davranmayı o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşu komşuya mirasçı kılınacak sandım.” Ebû Şüreyh el-Huzâ’î (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allâh (c.c.)’a ve âhiret gününe imân eden kimse komşusuna iyi davransın. Allâh (c.c.)’a ve âhiret gününe imân eden kimse misâfirine ikrâmda bulunsun. Allâh (c.c.)’a ve âhiret gününe imân eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” Komşu, evinin yakınlığı sebebiyle akrâba gibi yakın kâbul edilmiştir. Cebrâil (a.s.), Server-i Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz’e işte bu sebeple komşuya iyi davranılmasını sık sık tavsiye etmiş, Allâh’ın Resûlü (s.a.v.) de bu sebeple, Cebrâil (a.s.)’ın bu ısrarlı tavsiyelerini bizlere: “Neredeyse Allâhü Teâlâ, komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” şeklinde dile getirmiştir.Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.) efendilerimiz Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in bu konuda “Allâh’a ve âhiret gününe imân eden kimse komşusuna iyi davransın” şeklindeki buyrukları sebebiyle, gayr-i müslim komşularıyla bile hediyeleşmeyi ihmâl etmemişlerdir. Fakat müslümanlar, dinlerinden uzaklaştıkça komşularından da uzaklaşmışlardır. Komşuyla selâmlaşmalı, hediyeleşmeli, hâlini hatırını sormalı, hastalanınca ziyâret etmeli, yardıma ihtiyacı varsa yardım etmelidir. Komşuya hiçbir şekilde zarar vermemeli, onu gücendirmemelidir. Misâfire ikrâmda bulunmak, insanlara faydalı söz söylemek, bunu söyleyemiyorsa susmak da dinimizin emirleri arasındadır. Bütün bunlar, imân ile doğrudan ilgili görevlerdir.(İmâm Buhârî, Edebü’l-Müfred, c.1, s.141-142)
    --------  
    2:04
  • PEYGAMBER (S.A.V.)’İN KATİPLERİNDEN: HZ. ABDULLAH BİN RAVAHA (R.A.)-15 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    İsmi Hz.Abdullah bin Ravaha (r.a.) künyesi Ebu Muhammed olup, Ebu Ravaha ve Ebu Amr da denilmiştir. Hz. Abdullah b. Ravaha (r.a.) Ensar’ın ilk müslüman olanlarındandır. Akâbe gecesinde katılanlardan biridir. Peygamber (s.a.v.) için katiblik yapardı. Hz. Ebu Hureyre (r.a.)’ın rivayet ettiği bir hadiste Peygamber (s.a.v.): “Abdullah b. Ravaha ne iyi birisidir” buyurmuştur. Bir başka hadisi şerifte ise Peygamber (s.a.v.) “Allâh İbn Ravaha’ya rahmet etsin. Zira o Meleklerin övündüğü meclisleri sever.” buyurdu. Peygamber (s.a.v.) hutbedeyken Hz. Abdullah bin Ravaha (r.a.) geldi. O sırada Peygamber (s.a.v.)’in “Oturun” dediğini işitti. Hz. Abdullah (r.a.) henüz mescidin dışında olmasına rağmen bulunduğu yerde oturuverdi. Hutbesini bitirince ona buyurdu ki: “Allâh, Allâh’a ve Resûlü’ne itaatini artırsın”Hz.Abdullah bin Ravaha (r.a.) hastalandı ve ona baygınlık geldi. Peygamber (s.a.v.) onu ziyaret ettiğinde şöyle buyurdu: “Allâh’ım! Onun eceli gelmişse bunu ona kolaylaştır. Eğer eceli gelmemişse ona şifa ver.” Bunun üzerine bir hafiflik hissetti. Hz. Enes (r.a.)’in rivayet ettiği bir hadiste: “Peygamber (s.a.v.) Umretu’l-Kaza’da Mekke’ye girerken Hz. Abdullah b. Ravaha (r.a.) onun önünde şu şiiri söylüyordu: “Çekilin kâfirler Nebi (s.a.v.)’in yolundan bugün, Vururuz yoksa boynunuzu inkâr etmiştiniz dün, Öyle bir vuruş ki ayırır gövdeden başı, Hatırlatmaz insana ne dost ne arkadaşı.” Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) ona: “Ey Abdullah! Harem’de Allâh Resûlü (s.a.v.)’in huzurunda mı bu şiiri söylüyorsun?” dedi. Peygamber (s.a.v.)’de: “Bırak onu ey Ömer! Söylesin. Nefsim elinde olana ye- min ederim ki, onun sözleri bu kâfirlere ok yarasından daha fazla tesir eder” buyurmuştur.(İbn Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.133)
    --------  
    2:49
  • NAMAZA DAİR BAZI HÜKÜMLER-14 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Rükû ve secdede başını imamdan önce kaldıran kişi geri döner. Uygun olan budur. Bu durumda iki secde veya iki rükû yapmış sayılmaz. İmam rükû veya secdeden kalktığında cemaat teşbihleri tamamlamamış olsa da onlar terk eder ve imama tabi olur. Sahih olan görüş budur. İmam birinci oturuşu tamamlayıp ayağa kalktığında cemaat henüz teşehhüdü tamamlamamışsa, önce teşehhüdü tamamlar sonra ayağa kalkar. Teşehhüdü tamamlamadan ayağa kalkmaları namazlarının sıhhatine mani değildir. Aynı şekilde imam selam verip namazdan çıktığında cemaat henüz teşehhüdü tamamlamamışsa önce teşehhüdü tamamlar sonra da selam verip namazdan çıkar. Teşehhüdü tamamlamadan imamla birlikte namazdan çıkacak olurlarsa namazları sahih olur.İmam, salli-barik ve sonrasındaki duâları okumadan namazdan çıkacak olursa cemaat ona tabi olmalı ve hep birlikte namazdan çıkmalıdırlar. Çünkü bunlar sünnettir. Teşehhüt ise vaciptir. İmam, vitir namazında kunut yapmadan rükûa gidecek olsa bakılır; cemaat, az da olsa kunuttan bir miktar okumuşsa rükûa gider. Hiç okumamışsa bir miktar okuyup imamına rükûda yetişir. Bir kimse abdest alırken cemaatle bir rekatı kaçırırsaabdest azalarını üç kere yıkayarak bir rekâtı veya fazlasını kaçırmaktansa, rekât kaçmasın diye onları bir defa yıkayıp derhal cemaate girmesi daha faziletlidir. Abdest azalarını üçer kere yıkaması iftitah tekbirine yetişmesinden daha faziletlidir. Sarığını sarması durumunda rekât veya rekâtları kaçıracaksa bunu terk edip namaza derhal girmesi daha faziletlidir.(Sualli Cevaplı İslam Fıkhı, c.3, s.98-102)
    --------  
    2:14
  • TAKVÂNIN MÂNÂLARI-13 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
    Takvâ, “haşyet” (tazim ve saygıdan ileri gelen korkma) manasınadır. Nitekim Allâhü Teâlâ “Ey insanlar, Râbbinizden ittikâ edin (korkun)” (Nisâ s. 1) buyurmuştur. “Hani, kardeşleri Nûh onlara, “İttikâ etmez misiniz” yani “Allâh (c.c.)’ı saymaz, Ondan korkmaz mısınız?” demişti.” (Şuarâ s. 106) buyurmuştur. Aynı sözü Hud, Salih, Lût ve Şu’ayb (a.s.e.) kavimlerine söylemişlerdir. Takvânın gerçeği, her ne kadar zikrettiğimiz şeylerse de, o, Kur’an’da aslî manası bazen imân, bazen tevbe, bazen taat, bazen günâhı terk ve bazen de ihlâslı olmak şeklinde yer almıştır. İmân manasında olmak üzere, Cenâb-ı Allâh, “Allâh onlara takvâ kelimesini yani tevhidi, gerekli kıldı.” (Fetih s. 26), “İşte onlar, Allâh’ın, kalblerini takvâ için imtihân ettiği kimselerdir.” (Hucurât s. 3), “Firavunun kavmine (gel): Onlar ittikâ etmezler mi?” (Şuarâ s. 11) yani “imân etmezler mi?” buyurmuştur. Tövbe anlamında ise, Hâkk Teâlâ, “Şayet beldeler halkı imân edip ittikâ etselerdi…” (A’râf s. 96) yani “tevbe etselerdi” buyurmuştur. Taat anlamında da, Hâkk Teâlâ, “Benden başka ilâh olmadığını duyurasınız.” diye… Öyleyse Beni sayıp itaat ediniz.” (Nahl s. 2) ve yine aynı surede “Allâh (c.c.)’dan başkasından mı ittikâ edersiniz?” (Nahl s. 52), “Ben, sizin Râbbinizim, öyleyse Ben’i sayıp itaat ediniz.” (Mü’minûn s. 52) buyurmuştur.Günâhı terketmek manasında ise, “Evlere kapılarından girin, Allâh (c.c.)’dan ittikâ edin.” (Bakara s. 189) yani, “Allâh (c.c.)’a karşı günâh işlemeyiniz.” buyrulmuştur. İhlâs manasındaki ittikaya gelince, Cenâb-ı Allâh, “Bu, kalblerin takvâsındandır” (Hacc s. 32) yani kalblerin ihlâsındandır ve aynı manada “Benden ittikâ edin, (yani bana karşı ihlâslı olunuz)” (Bakara s. 41) buyurmuştur.(Fahruddîn Er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mefâtîhu’l-Ğayb, c.1, s.444-445)
    --------  
    2:30

Weitere Religion und Spiritualität Podcasts

Über Mevlana Takvimi

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları
Podcast-Website

Höre Mevlana Takvimi, ok.kult - der Mystery Podcast und viele andere Podcasts aus aller Welt mit der radio.at-App

Hol dir die kostenlose radio.at App

  • Sender und Podcasts favorisieren
  • Streamen via Wifi oder Bluetooth
  • Unterstützt Carplay & Android Auto
  • viele weitere App Funktionen
Rechtliches
Social
v7.23.11 | © 2007-2025 radio.de GmbH
Generated: 11/18/2025 - 4:53:11 AM